Kerry Freedman’ın
yazmış olduğu “ Teaching Visual Culture”
(Görsel Kültürü Öğrenmek) kitabının Bölüm 1 “Mesleki Alan” konusunu incelemiş ve bu
bölümün 10. başlığı olan “Modern Karşıtlıklar : Cinsiyet Örneği ” hakkında kendi ilgi ve tutumlarıma
dayanarak Teaching Visual Culture kitabına bağlı kalarak hazırlamış olduğum bu
metinde Monica Bonvicini “Sallanan Ev Kadını” adlı video enstelasyon çalışmasını ele alacağım.
Teaching Visual Culture
Bölüm 1: Mesleki Alan
Modern Karşıtlıklar : Cinsiyet Örneği
Aydınlanma'nın yapısı korunmuş ve henüz iç çelişkileriyle
değişti. Bu iç çelişkiler doğada kadın yeri kavramı ve Kültür (ör., Jordanova,
1980; Schwartz, 1984). Bir aşamada, kadınlar erkeklerinkinden daha
"doğal" ve medeniyetsiz olduğu düşünülüyordu. Buydu Kadınların
yetenekleri ve kanaat getirdiği arzuları doğum yapmak ve kadınların akıl
almazlıkları düşünüldüğünde. Bir başka deyişle, kadınların erkeklerden daha
sosyal oldukları varsayılmıştır (düşünülen kişiler doğal olarak bağımsız) ve
erkekleri sosyalleştirecek biçimde aileler. Bir kadın bir aile ve ev
sağlamalıdır, bir erkeğe bağımlı olduğu halde onu ailenin birliğinde tutmak için kendisine bağımlı hale
getirilmesi gerekiyordu.(Schwartz, 1984)
Bireyler değişim aracıları olarak kavramsallaştırılmışken,
fikir doğal özgür irade içerikleri çelişkiydi, çünkü yalnızca belirli türler
75'i birey olarak kabul edildi. Yok etme mücadelesi otoriter kurumlar her
kişinin bireylerin tüm imkanlar üzerinde hareket edebileceğini ima eden özgür
bir aktör olmaktı. Bununla birlikte, bir birey olmanın,farklı ırkların, sınıfların
ve cinsiyetlerin insanları.
Yapısı korunmuş ancak bu cevaplara tepkiler ve çelişkiler vardır.Örneğin, bir düzeyde kadın olma anlamı ne sürekli düşünme ve davranma
gereksinimleri ile değişime uğramıştır. İktidar kazanmak için erkek sosyal
sistemleri ile başka bir yerde düzeylerde, sistemlerin kendileri krizden geçti
kadınların dönüşümü. (Douglas, 1977).
Monica Bonvicini ;
1965’de Venedik
İtalya’da doğan sanatçı yaşamını Berlin’de sürdürmektedir.. Bonvicini çalışmaları mimari, güç, cinsiyet,
mekan, gözetim ve kontrol işleri arasındaki ilişkiyi araştıran çok yönlü
uygulamaların her biri, sanat yapma anlamının, dilin belirsizliğinin ve
idealine bağlı olan olasılıkların sınırı meselesidir özgürlük. Sanatçının 15.
İstanbul Bienalinde yer alan “ Sallanan Ev Kadını” video enstelasyonu ev yaşamı
ile toplumsal cinsiyet rolleri arasındaki ilişkiye daha doğrudan işaret ediyor.
Monica Bonvicini Hausfrau Swinging (Sallanan Ev Kadını -1997)
1997 Sallanan Ev
Kadını başlıklı video enstalasyonunda, başına bir ev geçirmiş olan çıplak bir
kadını başını öfkeyle ve hiç durmadan duvarlara vururken izliyoruz . Huzur
fikrinden tamamen koparılmış olan bu ev bir hapishane ve şiddet alanında ve
dolayısıyla isyan edilecek bir yere dönüşüyor. Video böylece bir yandan mimari
mekanın boş ve cinsiyetsiz olarak düşünülmesine itiraz ederken , bir yandan da
bedenin nasıl engellenmişlikten doğan bir öfke, fantezi veya tutsaklık alanı
haline gelebileceğini gösteriyor.
Kadına şiddet her toplumda ve her dönemde varolmuş ve
varolacak bir sosyal olgudur. Kadınların fiziksel istismarı ise binlerce yıl
öncesine dek uzanmaktadır.
Arkeologlar erkek mumyaların kemiklerinde % 9-20 kırığa
rastlarken kadın mumyalarda bu oranın % 30-50 olduğunu bildirmişlerdir. Bu
kırıklar savaştan çok bireysel şiddete bağlı olduğu düşünülen kafa kırıklarıdır.
(Erbek E, Eradamlar N, Beştepe E, Akar H, Alpkan L. Kadına yönelik fiziksel ve
cinsel şiddet; üç grup evli çiftte karşılaştırmalı bir çalışma. Düşünen Adam:
Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi 2004;17(4):196-204.) Nekadar karşı
çıkılırsa çıkılsın ne denilirse denilsin maalesef dünya ataerkildir. Erkek
kadından her dönemde üstün görülmüş fiziksel açıdan olan birtakım üstünlükler
erkeklik hormonu olarak adlandırılan basitleştirilme sonucu şiddete
dönüşmektedir. Şiddet denilince aklımıza direkt olarak fiziksel şiddet gelebilir
ancak modern dünyada fiziksel şiddet yerini daha çok psikolojik şiddete
bırakmıştır. Bunun dışında şiddet türlerini şu şekilde sırayabiliriz ; Sözel şiddet,
Ekonomik şiddet, Cinsel şiddet.
Yeni dünyada kadın, bu şiddet türlerinin hepsini hak eder ve
hepsini yaşar. Trafikte “tamam kadın!”dır artık o. Kadın olduğu görüldüğü anda suçlu veya
suçsuz bir ehemmiyeti yoktur . O kadın artık sözel şiddeti hak etmiştir! Kadın
araba kullanmamalı, kadın trafiğe çıkmamalı, kadın topluma karışmamalıdır! Kadın çalışamaz
! Kadının çalışabileceği tek yer evidir, kadın evinde temizlik görevlisi , aşçı
, dadı , usta , öğretmen , doktor... bütün mesleklere hakim olabilir ancak
yalnızca evinde! Toplum içine çıkamaz, şayet mesleği varsa onu toplum için
kullanamaz. Kadın evinde oturmalıdır ve ekonomik şiddeti hak etmiştir. Kadın dar
pantolon , mini etek , dekolte vs. giyinemez. Kadın akşam veya gece dışarı
çıkamaz. Kadın gece dışarı çıktığında erkek ona her şeyi yapmakta özgürdür çünkü
erkek kadından üstündür. Kadın mini etek giymişse cinsel şiddeti hak etmiştir.
Evet ! kadın her türlü şiddete maruz kalan bir canlıdır. Yolda yürürken kendinden
üstün olan erkekten sözlü şiddete maruz kalabilir , başörtüsü olmadığı için din
alimi olan binlerce insan tarafından fiziksel şiddete maruz kalabilir. O kadar
çok örneği var ki... Kadın maruz kalır, kadın maruz bırakılır .
.
.
Makalelerde, televizyonlarda,
sosyal medyada, tartışma programlarında, sempozyumlarda şunu duyarız hep “Kadının
Çalışma Hayatındaki Yeri”. Evet , kadının çalışma hayatındaki yerini
irdeleyelim. Kadın bir polis olabilir, evet olabilir elbette. Kadın bir trafik
polisi , alkollü bir erkeği durdurup ona ceza yazabilir mi ? Bir Trafik
polisinin görevi alkollü araba kullanan kişiyi teşhis edip onu durdurmak ve
yaptığı davranışa ceza vermektir. Ama bunu bir kadın polis yaparsa kadın polis
orada fiziksel şiddete uğrayabilir ve hatta şehit edilebilir. Kadın bir çevre mühendisi , çalıştığı fabrikadaki usulsüzlükleri görür,
belirler ancak söyleyemez. Neden mi ? Çünkü o kadın bastırıldı. Kadının çalışma
hayatındaki yeri diye bir şey yoktur. Artık kadın şofördür , kadın polistir ,
kadın ustadır. Modern dünyada birçok eş, birçok anne çalışmaktadır. Artık
geleneksel dönemde olduğu gibi "erkek çalışır, evine bakar" tezi çürütülmüş, "kadın
ve erkek çalışır, kadın ve erkek evine bakar , kadın ve erkek temizlik yapar" düşüncesine evrilmiştir. Bütün şartlar eşittir artık , artık kadın KADINDIR. Savaşan , üreten , besleyen
, bakan , büyüten... Şayet dünya bir cinsiyetten ibaretse dünya bir Kadındır!
Kadın kafasını evinden çıkartamayan, hapsolan , itelenen , kullanılan bir beden
değil; kadın özgür olan, anne olan bir canlıdır. Bu video enstalasyonu beni her izlediğimde
oldukça geren ve yoran bir çalışma Teaching Visual Culture Kitabında yazan bir
cümle “Cinsiyetlerin İnsanları”.
İnsanlar için dilediğim tek şey cinsiyetlerin değil, kalplerin
insanları olun!
+++
YanıtlaSil